KÖTÜ YÖNETİCİ VE DECCAL
Şöyle bir ibret nazarıyla Müslüman devletlerine bakınca şunu görmekteyiz; bir kaçı müstesna, hor, hakir bırakılmış, felaket, savaş, zulüm, yoksulluk ve yoksunluklar içinde koca bir coğrafya…
Peki neden?
Niçin bu kötü görüntülerle cebelleşiyoruz. Bundan bir kurtuluş yok mu?
Böyle gelmişte böyle gitmek zorunda mı?
Bugünkü Müslümanların zulüm altında oluşu, sefahat, gaflet ve kabahat içinde oluşlarından meydana gelmektedir. Eğer bizler samimi olarak Allah’a [c.c] sığınmış ve O’nun yasaklarından sakınmış olsak bu kötü durumlara düşmezdik.
Ne buyuruyor Yüce Allah [c.c],
“Yeryüzünde olanların çoğunluğuna uyacak olursan, seni Allah’ın yolundan şaşırtıp saptırırlar. Onlar ancak zanna uyarlar ve onlar ancak zan ve tahminle yalan söylerler.” [Enam Suresi, 116]
Bananeci, öğüt almayan ve hakkın değil çoğunluğun peşine takılan kuru kalabalıklar olduğumuz için başımıza bu türden hadiseler geliyor. Kendi felaketimizi kendimiz hazırlıyoruz aslında.
Günümüzde insanlar yanlış olduğunu bile bile bir takım kişilerin, grupların peşinden koşturmaya devam ediyorlar. Belge ve ispatlarla bu kimseleri uyarsan da kör ve sağırlar gibi davranmaya devam ediyorlar. Bu durumu da yine Yüce Allah bizlere şöyle bildiriyor;
“Peki, yeryüzünde gezip dolaşmıyorlar mı ki, orada olup biteni kalpleri kavrasın ve kulakları işitsin? Ne var ki, onlarda kör olan gözler değil; kör olan göğüslerdeki kalplerdir.” [Hac Suresi, 46]
Bu tür kişilere ne kadar iyiyi, doğruyu anlatmaya çalışsan da nafile oluyor. Çünkü bu kimseler çeşitli dünya çıkarları uğruna bu grupların veya kişilerin sorgusuz birer askerleri haline geldiklerinin farkında bile olmuyorlar. Peşinde oldukları kişilerin, grupların yaptığı yanlış, olumsuz, münker işleri bile, iyi, olumlu görüp göstermeyi marifet belliyorlar. İçlerinden birisi uyanacak gibi olsa diğerleri hemen ona musallat olup onu uyutmaya, narkozlamaya devam ediyor. Bakın Rabbimiz bu durumu da bize nasıl ifade ediyor yüce kitabımızda…
“Biz onların yanına bir takım arkadaşları katarız. Bunlar, onların önlerinde ve arkalarında ne varsa yaptıkları her türlü işi süsler, cazip gösterirler.” [Fussilet Suresi, 25]
Kötü yöneticiler Deccal’in öncüsü konumunda kimselerdir. Bunlara küçük deccaller desek yanlış olmaz. Bunların yönetimi de tıpkı Peygamber Efendimizin bizlere Ahir Zaman’ı ifadelendirdiği hadislerindeki Deccal fitnesi ve yönetimi gibidir.
Kıymetli dostlar, şu hadis-i şerif tamda bugünlerimizi yansıtmaktadır;
“İnsanların üzerine yağmurun bolluğu, fakat verimin azlığıyla aldatıcı yıllar gelecektir. O dönemde yalancı adam doğrulanacak, doğru adam yalanlanacak; hain adama güvenilecek, güvenilir adam hainlikle itham edilecek ve kamu işinde bilgisi kıt adam söz sahibi olacaktır.” [İbn-i Mace, 4036]
Yakın zamana ve şu günlerimize bir bakalım bu hadis çerçevesince, neler geliyor aklınıza değil mi?
Yağmur yağıyor ama yeterli üretim yok. Devlet yönetmek çoluk çocuk işi değildir diye haykıran gerçek dava adamı “sahte, mesnetsiz trilyon davası iftirasıyla” hain ilan edilmek istenmişti hatırlarsanız…
Şimdi birazda Deccal konusunu irdeleyelim. Arapçada “yalancı, hilekar, iyi ile kötüyü, hak ila batılı karıştıran, bir şeyi yaldızlayıp gerçek yüzünü gizleyen, her yeri dolaşan kötü ve uğursuz kişi” gibi anlamlara gelmektedir.
Deccal, açık olarak ortaya çıkacağı dönem gelinceye kadar fazla dikkat çekmeden yavaş ve derinden faaliyet gösterecektir. Bu sıralarda gizlilik esas olacak ve bu amaçla gizli şer teşkilatlarla görüşmeler yapıp onların desteğini alacaktır. Öyle bir zamanın gelipte hem Deccal’i hem de onun stajyerleri konumundaki kötü yöneticileri ikaz etmenin, onların yaptıklarını eleştirmenin zorlu olacağını aziz Peygamberimiz şöyle ifadelendirmiştir;
“Yakın bir gelecekte insanı sağırlaştıran, dilsiz gibi bir hale getiren, köre benzeten fitneler olacaktır. Kim o fitneye yaklaşırsa fitne onu içine çeker. Öyle bir zamanda fitne (deccal’e) ye dil uzatmak kılıçlar arasına düşmek gibi olacaktır.” [Ebu Davud]
Herkes bir yol tutturmuş gidiyor ancak Hakk’a varmayan yol neye yarar. Kişi sevdiğinin, arkadaşının ve özelliklede melikinin yani kendisine lider olarak seçtiğinin dini üzeredir ve ahrette de onunla beraber diriltilecektir. O yüzden diyorum ki hem bu dünyada hem de öte alemde rahat olmak isteyen kimlerle beraber olduğuna dikkat etsin.
Doğal olarak tüm münafıklarda birer deccal ya da deccal’in askeridir. Malumunuz münafık alametleri de bellidir. Hatırlayalım mı? …
1-Konuştuğu zaman yalan söyler. Bir söylediğini bir bakmışsın sonra inkar eder ya da tam tersini söyler.
2-Kendisine bir şey emanet edildiğinde ona hıyanet eder. Fıtratında hainlik vardır. Hiçbir fırsatı kaçırmaz milletin emanetini harap eder.
3-Söz ve vaadinde durmaz. Şunları yapacağım, şu işi halledeceğim der ama onu yapmaz.
Bizler Mümin vasfımızla peşinde olduklarımızın karakterine ve duruşuna bakmak zorundayız. Lider olarak seçtiğim kişi 15 sene önce haykırdığı “Hak” sözleri bugün inkar edip, tam tersini mi söylüyor? Sözüne sadık mı değil mi? İdaresine verilmiş imkan ve ayrıcalıkları su istimal ediyor, emanete hıyanet ediyor mu? Yetimin hakkını yedirmeyiz deyipte; şimdi, hain, cani ve eşkiyaları milletin parasıyla besleyip, onları muhatap alıyor mu? Bunlara cevabınız ne? Sizin lideriniz nasıl birisi?
Son bir Hadis-i Şerifi daha dikkatinize sunuyorum;
“Bir kimse hakkında ne kadar kahraman zattır, ne kadar zarif kişidir, o ne kadar akıllı kimsedir diye övülür. Halbuki onun kalbinde hardal tanesi kadar iman yoktur.” [Müslim, Fiten]
Bir bakarsın haksızlık ve zulüm karşısında aslan kılığında kükrer ancak ertesi gün kuyruğunu sıkıştırmış halde o zalimden neredeyse özür diler ya da dilettirilir. Ama göz boyama ve sihir de uzman bir takım çevreler bu durumu, sürü aklıyla hareket eden saftirik Müslümanlara sezdirmeden yoluna koyarlar.
İşte kıymetli dostlarım bu tür kimseler dıştan bakınca din ve devlet işlerinde kahraman gibi görünür. Oysa bunlar sahte kahraman, sahte fatihdirler. Böylelerinin bütün iş ve icraatları da gösterişten ibarettir. Yaptıklarından da hiçbir bereket hasıl olmaz.
Rabbimizden tüm İslam memleketlerine hayırlı idareciler vermesini temenni ederken, bunu hak edecek Müslümanca şuur vermesini de niyaz edelim. Çünkü bunun gerçekleşmesi bizlere de bağlı. Bizler hayırlı, şuurlu ve dirayetli birer Mümin olmaya azmedip çaba göstereceğiz ki, Allah [c.c] de bizim başımıza hayırlı yöneticiler verecektir inşaAllah…
Kalın sağlıcakla, kıymetli dostlar…
Tüm yazıları
-
2 Eylül 2024 Pazartesi
Herkes doğrumu biz doğru isek?
-
9 Şubat 2024 Cuma
Sağlıklı Yaşam İpuçları
-
19 Temmuz 2023 Çarşamba
Başarının en önemli formülü azim ve disiplindir
-
24 Haziran 2023 Cumartesi
Öğütler
-
1 Mayıs 2023 Pazartesi
Bioenerji Şifasının Amacı
-
10 Şubat 2023 Cuma
Bioenerji nedir, nasıl faydalar sağlar?
-
4 Ocak 2023 Çarşamba
Negatifi Hayatınızdan Çıkarın
-
15 Aralık 2021 Çarşamba
Biyolojik alanımız ve şifa
-
3 Şubat 2020 Pazartesi
Bioenerji, Esma-ül Hüsna ve Dua
-
24 Aralık 2019 Salı
Mayamız mı ekşidi?
-
6 Kasım 2018 Salı
Bioenerji ile şifalan
-
22 Haziran 2018 Cuma
Vakit Değiştirme Vakti!..
-
23 Mart 2018 Cuma
Niyet hayır, akıbet hayır
-
25 Ocak 2018 Perşembe
Öldük, bittik demeden silkelenip kendimize gelelim!
-
26 Eylül 2017 Salı
Boş yere yaratılmadın!..
-
2 Ağustos 2017 Çarşamba
Piknik notları ve İlkyardım
-
8 Mart 2017 Çarşamba
Aziz dostumun acı hayat tecrübesi
-
29 Kasım 2016 Salı
İŞTE ÇAY SİMİT HESABI, İŞTE EKONOMİMİZ!..
-
21 Ekim 2016 Cuma
Ne Günlere Kaldık
-
8 Nisan 2016 Cuma
İlkyardımcılara kim yardım edecek!..
-
1 Mart 2016 Salı
Akıllı Adam Olmak!
-
16 Aralık 2015 Çarşamba
Nereye Gidiyoruz, Hani Kalkınma!..
-
28 Ekim 2015 Çarşamba
Kim bu Fos Osmanlıcılar...
-
2 Eylül 2015 Çarşamba
KÖTÜ YÖNETİCİ VE DECCAL
-
14 Temmuz 2015 Salı
Müslümanların Helakı!..
-
22 Mayıs 2015 Cuma
Kimse yapamaz, Ak Parti yapar!..
-
29 Nisan 2015 Çarşamba
YALANCI MAĞRURLAR BİZE YABANCI
-
26 Mart 2015 Perşembe
Memleketi Mahveden Beceriksizler
-
27 Şubat 2015 Cuma
Kepazelik diz boyu, hangisini sayalım?
-
3 Ocak 2015 Cumartesi
İDEAL TOPLUM HAYAL Mİ?
-
25 Kasım 2014 Salı
Dönüşen Dönüşsün, Sen Dönüşme!..
-
25 Ekim 2014 Cumartesi
Türkiye’nin ateşle dansı!..
-
17 Eylül 2014 Çarşamba
Osmanlı geçinen, Aslından Kopuk Paçozlar
-
6 Ağustos 2014 Çarşamba
Hayır, hayır yüz bin kere hayır!..
-
24 Haziran 2014 Salı
İSLAM, SİYASET, YÖNETİM
-
22 Mayıs 2014 Perşembe
Siyonizm-Türklere Karşı Yahudinin Pis Oyunları
-
11 Nisan 2014 Cuma
Bir Gençlik!..
-
24 Mart 2014 Pazartesi
OY’un BÜYÜK, İYİ AMA KİME OY VERELİM?
-
28 Şubat 2014 Cuma
Ben Kimden Tarafım 2
-
29 Ocak 2014 Çarşamba
1997 ile 2014 arasında fark görebiliyor musunuz?
-
30 Aralık 2013 Pazartesi
CEMAAT, HÜKÜMET, MENFAAT
-
26 Kasım 2013 Salı
YALAN YANLIŞ EĞİTİMİMİZ!..
-
30 Ekim 2013 Çarşamba
Kanlı Ellerin Kanlı Projesi: BOP
-
21 Eylül 2013 Cumartesi
Dünya Liderini Dinliyorum!..
-
13 Temmuz 2013 Cumartesi
Ah O Gemide Bende Olsaydım!..
-
11 Mayıs 2013 Cumartesi
Tarlaya Neler Ektik?..
-
26 Mart 2013 Salı
Saptırıcı Liderler
-
20 Şubat 2013 Çarşamba
İslam’a dönen Müslümanlar
-
23 Ocak 2013 Çarşamba
Asgari Ücret ile Asgari 3 Çocuk mu?
-
26 Aralık 2012 Çarşamba
Politika Tesadüf Mü, Komplo Mu?
-
19 Kasım 2012 Pazartesi
AŞK ADAMI MI?.. KAÇIP FIRDÖNEN Mİ?..
-
22 Ekim 2012 Pazartesi
KIYAMET NE ZAMAN?
-
2 Ekim 2012 Salı
Sadıklarla olmak
-
28 Ağustos 2012 Salı
Fitre ve Çay Simit Hesabı
-
24 Temmuz 2012 Salı
Canlı Müslüman İstiyoruz!..
-
28 Haziran 2012 Perşembe
Cinsi Bozuklar
-
1 Haziran 2012 Cuma
Karakterli Müslüman!..
-
2 Mayıs 2012 Çarşamba
Aslından Koparılmış Protestanlar
-
21 Mart 2012 Çarşamba
Haktan Yana Olmak
-
24 Şubat 2012 Cuma
Lider ve Sistem 2
-
4 Şubat 2012 Cumartesi
LİDER ve SİSTEM
-
11 Ocak 2012 Çarşamba
KISSADAN HİSSE!..
-
26 Aralık 2011 Pazartesi
Allah İçin Çalışmak!..
-
10 Aralık 2011 Cumartesi
Cihad Ne Demek?
-
4 Kasım 2011 Cuma
Batı:Tek Dişi Kalmış Canavar!..
-
15 Ekim 2011 Cumartesi
HAYIRLARA MOTOR, ŞERLERE FREN
-
16 Eylül 2011 Cuma
DEĞİŞİM : “Tekamül mü, Tahribat mı?”
-
22 Ağustos 2011 Pazartesi
İnandığın Gibi Yaşa Türkiyem
-
25 Temmuz 2011 Pazartesi
BEN KİMDEN TARAFIM?..!..
-
7 Temmuz 2011 Perşembe
Bereket Dönemi "28 Haziran 1996 ile 2 Temmuz 1997"
-
19 Haziran 2011 Pazar
Ya Güdersin Ya Gidersin
-
13 Haziran 2011 Pazartesi
Seçim Sonuçları Ne Gösterdi?
-
10 Haziran 2011 Cuma
Seçime Doğru;"Arz-ı Mev’ud ve Horoz Dövüşü"
-
6 Haziran 2011 Pazartesi
Erbakan’ı Sevmek!.. Tavizi Sevmemek!..
-
1 Haziran 2011 Çarşamba
Hedef 2023, İstanbul Ayasofya Maratonu
-
25 Mayıs 2011 Çarşamba
Hayalüstü Hayaldi!.. Gerçek Oldu!..
-
19 Mayıs 2011 Perşembe
NE HALLERDEYİZ 2
-
11 Mayıs 2011 Çarşamba
2.Abdülhamit, Erbakan ve Tekerrür
-
28 Nisan 2011 Perşembe
Hak ile Batılı karıştırmayalım 2
-
8 Nisan 2011 Cuma
DÜNYANIN EN BÜYÜK ADALET SARAYI
-
26 Mart 2011 Cumartesi
Hak İle Batılı Karıştırmayalım
-
17 Mart 2011 Perşembe
ORGANİK MAYAMIZ “İSLAM !..”
-
6 Mart 2011 Pazar
DİYALOG VE TOPRAK SATIŞININ PERDE ARKASI
-
28 Şubat 2011 Pazartesi
SUCUĞUNDA TADI KAÇTI!..
-
11 Şubat 2011 Cuma
Ne Hallerdeyiz ?
-
1 Şubat 2011 Salı
Ya AKP Olmasaydı !..