Erhan Erden SEyitgazi Belediye Başkan Adayı


Konuk Yazar



Konuk Yazar

Fikirci Bey: BİR ŞEFİN OĞLU, ZOR ŞEFİN OĞLU

Fikirci Bey: BİR ŞEFİN OĞLU, ZOR ŞEFİN OĞLU
Fikirci Bey: BİR ŞEFİN OĞLU, ZOR ŞEFİN OĞLU
15 Ocak 2015 Perşembe Okuma 12.766

Türkiye üzerinde oynanan oyunlar, kirli hesaplar, iktidar gitsin de kim gelirse gelsin anlayışı hız kesmeden devam ediyor. Fikri hür, vicdanı hür Fikirci Bey, yeni yazısıyla sizlerle..

Ortadoğu’yu ve bizi, bizden iyi tanıyor.

Ortadoğu ile ilgili bir yıllık öngörülerde bulunuyor ve öngörülerini iki yıla sarkıtmayacak kadar da gerçekçi, çünkü henüz İsrail’den başka Ortadoğu’da bir yılı aşan öngörüde bulunup da tutturan yok. 2015 için Ortadoğu ile ilgili 5 öngörüsü var:

IŞİD’in gücü ve etkisi azalacak. “İnşallah Batı müdahalesine gerek kalmadan kendi içine çöker de, Müslümanlar onu savunmak zorunda kalmaz” diyor.

İran’ın bölgesel aktör olarak rolü artacak. İran ile Turan rekabetini bize bir kez daha anlatıyor. İran-ABD ilişkilerinin düzeleceğini öngörüyor, düzelmesini de istiyor.

Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın gücü 2015’de zayıflayacak. Erdoğan’ı Don Kişotlukla suçluyor, demokrasiye zarar vermeden demokratik yoldan bir an önce gitsin istiyor gönlü ama bunun 2015 seçimlerinde gerçekleşmeyeceğini bilecek kadar da gerçekçi.

Rusya, Ortadoğu’da daha güçlü bir diplomatik etkiye sahip olacak. “ABD, Rusya’yı yeni soğuk savaş rakibi olarak görmekten vazgeçip ‘işe’ dâhil etse daha iyi olur” diyor

Taliban, Afgan hükümeti içerisinde daha da etkili olacak. “Yönetime Taliban’ı da entegre etseniz daha iyi olur” diyor.

 

Yani bu “daha iyi olur”lardan da anlıyoruz ki, işin içinde hem biraz hüsnü zan, hem de yetkililere akıl/ayar verme var.

 

Herhalde hala “Ağam kim, paşam kim?  Kim kim kim?” diye sormuyorsunuz.

Tabi ki de CIA’nın Türkiye İstasyon Şefi Graham Fuller Bey. Bir istasyon şefi, zor istasyon şefi…

 

Henüz Paralellerle AK Parti arasında ipler kopmadan önce yazdıklarına bakınca taşlar daha da bir yerine oturuyor:

Risale-i Nur’un İslam ile moderniteyi yakınlaştıran en değerli İslami metin olduğunu söylüyor. Çevirtip okuduysa hiç şaşırmam. Bizim köksüz modernistler de iki sayfa okurlar mı acep? Böylece modernizmin İslamofobi olmadığını idrak ederler mi?

Pensilvanya imamı Gülen'in “siyasi iktidar hevesi gütmeyen, en barışçıl, en demokratik en ‘ılımlı’ İslami lider, okullarının da birer evrensel kültür  yuvası olduğunu” öyle bir anlatıyor ki, Ekrem Dumanlı beceremez bu kadar retorik.

 

Yazılarının bir kısmı AK Parti ile Paraleller arasında ilişkilerin limonileştiği döneme denk geldiği için hemen de kaygılarını belirtiyor. “Cemaati karşısına almak AK Partinin ne istediği, ne de ihtiyacı olan bir şeydir” diyerek, Erdoğan dışındaki partililere bir korku verdikten sonra, “Erdoğan da böyle giderse AK Partiyi batıracak ha, zaten içeride Gül ve Arınç gibi etkili elemanlar da hiç tasvip etmiyorlar yaptıklarını” diye inceden bir parti içi muhalefet çentiği atmaya çalışıyor. Paralelleri küstürmenin seçime yapacağı etkiyi defalarca hatırlatıyor ki bunu Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden sonra yaptığına göre hala 2015 genel seçimlerinde Paralel tabanın muhalefetinden ümidi var.

 

Pensilvanya imamı ile AK Parti’nin yollarının ayrılmasını istemediğini defalarca ima ettikten sonra, bu ayrılığın en çok Erdoğan’ı mecnun edeceğini söylüyor veya gönlü öyle istiyor.

 

Geri çekilip büyük resme bakınca anlıyorsunuz ki bu boşanma davasında Fullerciler, Paralellerin tarafını tutacaklar ve Erdoğan’ı sürüm sürüm süründürüp, son kuruşuna kadar alacaklar. O zaman anlıyorsunuz ki görücülüğü de zamanında Fullerciler yapmış. Hatta takı olarak da Gülen'in, Pensilvanya ikamet ilmuhaberini Fuller şahsen ayarlamış diyorlar. Ve hatta henüz boşanmadan önce yedek aday Ekmelettin’i bulan da… neyse, o kadar dedikoduya girmeyelim.

 

Paraleller gidenin gittiğinin farkındalar, çatışarak çekiliyorlar fakat yazık ki onların vesayetçi paşalar gibi milliyetçi kaygıları da yok, Tayyip gitsin de memleketi ister Tel Aviv yönetsin, ister Pentagon. Böyle bir ihaneti Türk tarihi ilk kez görüyor. En kötü darbeci bile bunu memleket için yaptığına inanırdı. Bunların öyle bir kaygısı da yok.

 

Bu suikastta başarısız oldular, normalde başarısız olan tetikçinin kendisi öldürülür. Ama bir şans daha istiyor tetikçi ve gidişata bakılırsa Paraleller kalan sağlar bizimdir deyip devam edecekler, tabanlarını konsolide edecekler ve Fullerciler de onları (tercihan modifiye versiyonlarını) kullanışlı bulurlarsa aynı taban üzerine ortaklık devam edecek.

Fuller’in güvendiği tabanın kendini ne kadar konsolide edebileceğini 2015 seçimlerinde göreceğiz, tabi Fuller’in öngörülerinin isabetini de…

 

Bu tür “etkili” insanlar sadece “öngörmekle” kalmazlar, öngörülerinin gerçekleşmesi için aktif olarak uğraşırlar da. Öngörüleri de bir nevi ayar vermedir. Bu bağlamda 3. Maddeye dönersek, demek ki Erdoğan için karakter suikasti devam edecek: Aksaray olacak KaçAksaray, “şeriat geliyor!” olacak “diktatör geliyor!”, 16 Savaşçının kıyafetiydi, basına saldırıydı, sarayın debdebesiydi falan derken Türkiye için bir Saddam, bir Kaddafi yaratılacak ki müdahaleler meşrulaşsın. Hele bir de şu Ebleh Fransız istihbaratının gözü önünde Fransa’dan kaçıp Türkiye’den Suriye’ye geçen Hayat Bumedyen üzerinden Paris katliamını da Erdoğan’a yıkabilirsek tadından yenmez. Zaten bir yıldır IŞİD’ı desteklediğine inandırdık Batı’yı…

 

O da olmadı belki yeni bir çakma Türk baharı daha icat edilir, ne de olsa Gezi’nin kullanışlı eblehleri dimdik ayakta…





YORUM YAZ
Bu habere yorumlar

Tüm yazıları