Saptırıcı Liderler
Allah’ın (c.c) bir vaadi var… Bir millet kendini (kendinde olanı) değiştirmedikçe onun başındakileri (yönetimini, yönetim sistemini) değiştirmez.
Yapılan yanlış icraatlara, ahlaksızlıklara, yalana, yanlışa karşı toplum olarak tepkisizleşmeye başladığımızda kıyametimizin yaklaştığını anlamamız gerekir. Vurdumduymaz bir toplumun yönetimden ve yöneticilerden şikayet etmesi de beklenemez.
“Kötülerin çoğaldıkça çoğalması. Yalancıların doğru kabul edilip, Doğruların yalancı sayılması. Hainlerin güvenilir, Güvenilir kimselerin hain sayılması çoğaldığında… Kıyameti bekleyiniz.” [Hadis-i Şerif]
Maalesef İslami yaşantımız her geçen gün flulaşmaya, grileşmeye doğru yol alıyor. Birçok değer yargımızı yitiriyoruz. Tepkisiz, şuursuz Müslümanların ahretteki karşılıklarının pek de hoş olmayacağını tahmin etmek için müneccim olmaya gerek yoktur zannımca…
Yakın tarihimizde Cuma Hutbeleri veren birileri vardı ki; dinimiz ve halifemize her şeyimiz feda olsun, bütün mücadelemiz yüce dinimiz ve halifemiz içindir diyerek bu milletten iltifat görmüşlerdi. Bu millet o uğurda canını, malını seve seve vermişti. Ama öyle bir zaman geldi bunları söyleyenler hem halifeliğe hem de dinimize hürmetsiz yaklaşımlar gerçekleştirdiler. Geçmişimizle bağlantımız olan dilimizi bir anda bıçak gibi kesip atan icraatlara imza attılar. Ama, cephelerde düşmana karşı şan ve şerefle mücadele vermiş olan bu milletten, başımızdakiler eliyle yapılan bu yanlış icraatlara karşı, yeterince ses yükselmedi…
Ve yine öyle saptırıcı liderler! de var ki; kurtuluşu, şeref ve medeniyeti sadece Avrupa’da görürler. Onlara yakınlaşmayı, onlarla dost olmayı marifet bilmişler ve Batı’ya sadakatlerini göstermek için birbirleriyle yarışa girmişlerdir.
Bir hadis-i şerifte Peygamber efendimiz şöyle buyurmuştur.
“Kim ki, bir Müslüman’a verdiği ahdi bozarsa, Allah’ın (c.c) azabı, meleklerin laneti ve bütün halkın nefreti onun üzerine olsun. Onun ne farz nede nafile ibadeti kabul olunmaz. Herkim de kendi halkından ve efendilerinden başka bir kavmi veli ve efendi kabul ederse, bu kimse de Allah’ın (c.c) azabına, meleklerin lanetine, bütün insanların nefretine uğrasın. Bu şuursuz kimsenin ne tevbesi nede adaleti kabul olunmaz.” [Buhari]
Saptırıcı liderler, bir nevi, bulundukları zamanın Deccal!..leridir aslında. İslami kaynaklardan anladığımıza göre deccal insanları sözleriyle etkileyebilme yeteneğine sahiptir. Bununla birlikte bazı farklı şeytani güçleri de vardır. Deccal insanlara, iyi, doğru ve hak olanı kötü, yanlış ve batıl gibi gösterdiği gibi bunun tersi olarak da, kötü, çirkin, yanlış, batıl ve şeytani işleri ise, iyi, güzel, hak ve haktan şeyler gibi gösterecek ve imanı zayıf olanlar, şuursuzlar ve aklını birilerine kiraya vermiş, çoğunluğa uymuş koyunlar mesabesindeki Müslümanlar maalesef deccal’ın tuzağına düştüklerinin farkında bile olamayacaklardır. İyi ve hak yolda olduklarına öyle inanırlar ki, kendilerini ikaz eden, hakkı tavsiye edenlere düşmanca nazar ederler. Bu söylediklerimiz bugünlerimizi tasvir ediyor aslında. Şu an ahir zaman Müslümanları sabahtan akşama camidedir, 5 vakit namazını kaçırmaz belki ama batıl ve hayırsız icraat yapanları desteklemeye devam eder. Yada desteklediklerinin, Allah’ın (c.c) yasak kıldıklarının önünü açan icraatlarının olduğunu hatırlatanlara karşı sert çıkışlar yaptarlar. Günümüz Müslümanları Müslüman’dırlar ama henüz Mümin olamamışlardır. Çünkü yüce Allah (c.c), bizleri her hal ve hareketimizden hesaba çekecek ve Hakk’ın mı yoksa Batıl’ın taraftarlarımı olduğumuzun hesabını mutlaka soracaktır. Dünyalık ikbal ve mal hırsına kapılıp Allah’ın (c.c) hükümlerini çiğneyenlerle ve peşine takıldıkları Liderleri ile beraber haşr olacaklarını ve yaptıkları bütün namaz v.s. ibadetlerinin yüzlerine çarpılacağının farkına varıp gaflet uykusundan uyanmaları gerektiğini hatırlatmak istiyorum.
Bu Müslüman milletteki bir takım değişimleri, özünden sapmaları, dışarıdan birileriyle ve bir anda yapmaya çalışan şer güçler (Siyonistler ve Masonlar) en sonunda anladılar ki; biz istediklerimizi ancak bu milletten gibi görünen devşirme, dönme, mürtet ve münafıklar eliyle gerçekleştirebiliriz. Aksi halde başarılı olamayız dediler. Ve şeytani planlarının startını verdiler.
Önce bu iş için kullanacakları şahsı iyice araştırıp tespitini yapıyor ve işe başlıyorlar. Bu gibilerin bazısını kadın ile, bazısını makam ile bir kısmını da para ile kendi saflarına katmaktadırlar.
Diğer bir yöntem ise şudur. Şer güçler önlerinde bir engel olarak gördükleri cemaat, parti veya kuruluşlara o parti yada cemaate herkesten daha çok sadıkmış izlenimi veren adamlarını sokuşturmalarıdır. Bu tip hainler diğerlerinden daha hararetli konuşmalar yapar, herkesten önce ön saflarda yer alırlar. Onu görenlerde “Vay be, ne kadar sadık!.. Dava adamı işte böyle olur” demeye başlarlar. Ve artık o adamdan zarar geleceğine ihtimal bile vermezler.
Muhterem dostlar, biz, Müslüman Türk milleti olarak iyi niyetli ve insaflı olduğumuz için bu tür insanların yapmaya çalıştığı tahriplerin farkına varamıyoruz. En son anladığımızda ise maalesef çok geç kalıyoruz.
Tarihimize bir bakın ve düşmanlarımızın bu tür hainlik ve oyunlarla cephelerde yapamadıklarını nasıl kendi ellerimizle kendimize yaptırdıklarını ibretle temaşa edeceksiniz.
Bir hadis-i şerif ile yazıma son veriyor, hepinize hürmetler ediyorum.
“Ümmetim hakkında en çok korktuğum saptırıcı liderlerdir.”
Tüm yazıları
-
2 Eylül 2024 Pazartesi
Herkes doğrumu biz doğru isek?
-
9 Şubat 2024 Cuma
Sağlıklı Yaşam İpuçları
-
19 Temmuz 2023 Çarşamba
Başarının en önemli formülü azim ve disiplindir
-
24 Haziran 2023 Cumartesi
Öğütler
-
1 Mayıs 2023 Pazartesi
Bioenerji Şifasının Amacı
-
10 Şubat 2023 Cuma
Bioenerji nedir, nasıl faydalar sağlar?
-
4 Ocak 2023 Çarşamba
Negatifi Hayatınızdan Çıkarın
-
15 Aralık 2021 Çarşamba
Biyolojik alanımız ve şifa
-
3 Şubat 2020 Pazartesi
Bioenerji, Esma-ül Hüsna ve Dua
-
24 Aralık 2019 Salı
Mayamız mı ekşidi?
-
6 Kasım 2018 Salı
Bioenerji ile şifalan
-
22 Haziran 2018 Cuma
Vakit Değiştirme Vakti!..
-
23 Mart 2018 Cuma
Niyet hayır, akıbet hayır
-
25 Ocak 2018 Perşembe
Öldük, bittik demeden silkelenip kendimize gelelim!
-
26 Eylül 2017 Salı
Boş yere yaratılmadın!..
-
2 Ağustos 2017 Çarşamba
Piknik notları ve İlkyardım
-
8 Mart 2017 Çarşamba
Aziz dostumun acı hayat tecrübesi
-
29 Kasım 2016 Salı
İŞTE ÇAY SİMİT HESABI, İŞTE EKONOMİMİZ!..
-
21 Ekim 2016 Cuma
Ne Günlere Kaldık
-
8 Nisan 2016 Cuma
İlkyardımcılara kim yardım edecek!..
-
1 Mart 2016 Salı
Akıllı Adam Olmak!
-
16 Aralık 2015 Çarşamba
Nereye Gidiyoruz, Hani Kalkınma!..
-
28 Ekim 2015 Çarşamba
Kim bu Fos Osmanlıcılar...
-
2 Eylül 2015 Çarşamba
KÖTÜ YÖNETİCİ VE DECCAL
-
14 Temmuz 2015 Salı
Müslümanların Helakı!..
-
22 Mayıs 2015 Cuma
Kimse yapamaz, Ak Parti yapar!..
-
29 Nisan 2015 Çarşamba
YALANCI MAĞRURLAR BİZE YABANCI
-
26 Mart 2015 Perşembe
Memleketi Mahveden Beceriksizler
-
27 Şubat 2015 Cuma
Kepazelik diz boyu, hangisini sayalım?
-
3 Ocak 2015 Cumartesi
İDEAL TOPLUM HAYAL Mİ?
-
25 Kasım 2014 Salı
Dönüşen Dönüşsün, Sen Dönüşme!..
-
25 Ekim 2014 Cumartesi
Türkiye’nin ateşle dansı!..
-
17 Eylül 2014 Çarşamba
Osmanlı geçinen, Aslından Kopuk Paçozlar
-
6 Ağustos 2014 Çarşamba
Hayır, hayır yüz bin kere hayır!..
-
24 Haziran 2014 Salı
İSLAM, SİYASET, YÖNETİM
-
22 Mayıs 2014 Perşembe
Siyonizm-Türklere Karşı Yahudinin Pis Oyunları
-
11 Nisan 2014 Cuma
Bir Gençlik!..
-
24 Mart 2014 Pazartesi
OY’un BÜYÜK, İYİ AMA KİME OY VERELİM?
-
28 Şubat 2014 Cuma
Ben Kimden Tarafım 2
-
29 Ocak 2014 Çarşamba
1997 ile 2014 arasında fark görebiliyor musunuz?
-
30 Aralık 2013 Pazartesi
CEMAAT, HÜKÜMET, MENFAAT
-
26 Kasım 2013 Salı
YALAN YANLIŞ EĞİTİMİMİZ!..
-
30 Ekim 2013 Çarşamba
Kanlı Ellerin Kanlı Projesi: BOP
-
21 Eylül 2013 Cumartesi
Dünya Liderini Dinliyorum!..
-
13 Temmuz 2013 Cumartesi
Ah O Gemide Bende Olsaydım!..
-
11 Mayıs 2013 Cumartesi
Tarlaya Neler Ektik?..
-
26 Mart 2013 Salı
Saptırıcı Liderler
-
20 Şubat 2013 Çarşamba
İslam’a dönen Müslümanlar
-
23 Ocak 2013 Çarşamba
Asgari Ücret ile Asgari 3 Çocuk mu?
-
26 Aralık 2012 Çarşamba
Politika Tesadüf Mü, Komplo Mu?
-
19 Kasım 2012 Pazartesi
AŞK ADAMI MI?.. KAÇIP FIRDÖNEN Mİ?..
-
22 Ekim 2012 Pazartesi
KIYAMET NE ZAMAN?
-
2 Ekim 2012 Salı
Sadıklarla olmak
-
28 Ağustos 2012 Salı
Fitre ve Çay Simit Hesabı
-
24 Temmuz 2012 Salı
Canlı Müslüman İstiyoruz!..
-
28 Haziran 2012 Perşembe
Cinsi Bozuklar
-
1 Haziran 2012 Cuma
Karakterli Müslüman!..
-
2 Mayıs 2012 Çarşamba
Aslından Koparılmış Protestanlar
-
21 Mart 2012 Çarşamba
Haktan Yana Olmak
-
24 Şubat 2012 Cuma
Lider ve Sistem 2
-
4 Şubat 2012 Cumartesi
LİDER ve SİSTEM
-
11 Ocak 2012 Çarşamba
KISSADAN HİSSE!..
-
26 Aralık 2011 Pazartesi
Allah İçin Çalışmak!..
-
10 Aralık 2011 Cumartesi
Cihad Ne Demek?
-
4 Kasım 2011 Cuma
Batı:Tek Dişi Kalmış Canavar!..
-
15 Ekim 2011 Cumartesi
HAYIRLARA MOTOR, ŞERLERE FREN
-
16 Eylül 2011 Cuma
DEĞİŞİM : “Tekamül mü, Tahribat mı?”
-
22 Ağustos 2011 Pazartesi
İnandığın Gibi Yaşa Türkiyem
-
25 Temmuz 2011 Pazartesi
BEN KİMDEN TARAFIM?..!..
-
7 Temmuz 2011 Perşembe
Bereket Dönemi "28 Haziran 1996 ile 2 Temmuz 1997"
-
19 Haziran 2011 Pazar
Ya Güdersin Ya Gidersin
-
13 Haziran 2011 Pazartesi
Seçim Sonuçları Ne Gösterdi?
-
10 Haziran 2011 Cuma
Seçime Doğru;"Arz-ı Mev’ud ve Horoz Dövüşü"
-
6 Haziran 2011 Pazartesi
Erbakan’ı Sevmek!.. Tavizi Sevmemek!..
-
1 Haziran 2011 Çarşamba
Hedef 2023, İstanbul Ayasofya Maratonu
-
25 Mayıs 2011 Çarşamba
Hayalüstü Hayaldi!.. Gerçek Oldu!..
-
19 Mayıs 2011 Perşembe
NE HALLERDEYİZ 2
-
11 Mayıs 2011 Çarşamba
2.Abdülhamit, Erbakan ve Tekerrür
-
28 Nisan 2011 Perşembe
Hak ile Batılı karıştırmayalım 2
-
8 Nisan 2011 Cuma
DÜNYANIN EN BÜYÜK ADALET SARAYI
-
26 Mart 2011 Cumartesi
Hak İle Batılı Karıştırmayalım
-
17 Mart 2011 Perşembe
ORGANİK MAYAMIZ “İSLAM !..”
-
6 Mart 2011 Pazar
DİYALOG VE TOPRAK SATIŞININ PERDE ARKASI
-
28 Şubat 2011 Pazartesi
SUCUĞUNDA TADI KAÇTI!..
-
11 Şubat 2011 Cuma
Ne Hallerdeyiz ?
-
1 Şubat 2011 Salı
Ya AKP Olmasaydı !..