Erhan Erden SEyitgazi Belediye Başkan Adayı


Özgür TIKIZ



Özgür TIKIZ

Ağustos Böceği ve Sigortası Atan Karınca MASALI

Ağustos Böceği ve Sigortası Atan Karınca MASALI
Ağustos Böceği ve Sigortası Atan Karınca MASALI
1 Ağustos 2018 Çarşamba Okuma 12.785

Eskişehirliler olarak uzun süredir masallara öyle alıştık ki.. Son gündem de bu başlığı attıracak pek çok detay var aslında. Mevzu SU aslında ama öyle yeni bir mevzu da değil.. Bayatlamış ESKİ bir konu aslında bizim Eskişehir’deki su meselesi..

Sarısungur’a, oradan Borabeyi göletine kadar uzuyor da uzuyor konu. En son Porsuk Barajında patladı. Gaye ise Porsuk Barajı üzerinden bazı konuları haklı gösterme gayreti.

Konu derin mi derin aslında. Ilıca da yapılan ve kimsenin duymadığı ve bir anda gündeme çıkan gölet yapımı. Kısaca özetlersek ESKİ tarafından kamulaştırmaları yapılarak ILICA da bir gölet inşaa edilmeye başlıyor. Buradaki hak sahibi bir iki vatandaş ise haklarının tam alamadıklarını düşünüyor ve doğal olarak Hukuk Devletinde yaşadığımız için hukuksal olarak haklarını aramaya karar verip dava açıyorlar. Mahkeme ise bu durum karşısında dava karara bağlanana kadar burada Yürütmeyi Durdurma Kararı verip, yapımı durduruyor. Durduruyor dediğim kağıt üstünde.. Zira kararı duymazdan gelip çalışmaya da devam ediyorlar. Sonra mı, sonrası ise tam bir enformasyon savaşı..

Önce basın toplanıp gölete götürülüyor, olayın aslı astarı yerine yine bir senaryo anlatılıp Yerel bir siyasetçinin burayı engellediği laflarını söyleniyor. Kısaca 19 yıldır şehir efsanesine dönen bir engelleme konusunu daha kamuoyunun kucağına bırakıyorlar. Bir de üstüne üstlük isim vermedikleri gibi, bir de gerekirse kamuoyuna açıklarız ismi. Gibi dolambaçlı bir yol da izliyorlar.

Hatırlar mısınız bilmem. Yıllar önce de bir laf etmişlerdi. “Eskişehir de satılık kalemler var” diye.. Sonra ne oldu o lafın altında kalıp onu da açıklayamamışlardı. Ancak gel zaman git zaman bir gazetecinin adı bir meclis üyesince soruldu. “Kimdir bu şahıs, ne alakası vardır?” Diye.. Tabii kerhen de olsa bir açıklama yapmak durumunda kaldılar ve o ismin 2009 yılından bu yana danışman maaşı aldığını da açıkladılar.

Evet yine aynı konumuza dönelim. Söz konusu engelleyen kimdir diye sorulmaya başlandı. Bu kadar ısrarcı sorular geleceğini hesap etmiyorlardı büyük olasılıkla. Mahkemenin durdurma kararı verilen ve meclis önüne getirilen Ilıca işine yargı kararı sonuçlanana kadar onay veremeyiz diyen meclis üyelerinin adlarını atıverdiler ortaya. Tabii kimse sormadı hani bahsettiğiniz bir kişiydi, o kim? Ona yanıt yok..

Neyse mevzu dallandı budaklandı derken valilik olaya el attı soruşturma açtı. Ardından mahkeme devam edilmesi yönünde karar verdi derken konu kapatıldı. Üstüne erken seçimler vs derken unutuldu neredeyse tüm konular. Tabii geçtiğimiz hafta bir grup, köylü hemşehrilerimizi de toplayıp su sorunu var, Porsuk’un suyu Polatlıya veriliyor diye açıklama yapana kadar. Bu açıklama elbette bundan sonrasının da habercisiydi. Zira zatı muhteremi tanıyanlar yol alma şeklini de iyi biliyordu ve bir gün bir basın daveti Porsuk Barajında açıklama yapacağız denildi. Oraya gidildi, fotolar çekildi, her yaz rutin olarak çekilen suların olduğu alanlar SU BİTTİ algısı oluşturmak için bu alanlar öne çıkarıldı.

Tabii kimse demedi. Porsuk’un tapusu biz de mi diye? Polatlı dediğin bir karış uzağında senin benim gibi Anadolunun insanı değil miydi?

Peki ya Eskişehir yandı bitti susuz kaldı diyenler Mamuca Göleti için yedek su depomuz Eskişehirin gelecek 50 yılını kurtardık diye konuşmuyorlar mıydı? Peki şimdi kendileri mi unuttu bu sözlerini, yoksa Eskişehirliler zaten unuttular mı diye düşündüler acaba?

Başta da dedim ya aslında bayat ESKİ bir konu bu.. 2005 lere kadar gidiyor ucu.. O zaman da kendi ifadeleri ile planlarda ve bütçesi olmadığı halde 170 ton yakıt harcanarak yapılmış olan bu gölet o dönemin en skandal konularında oluvermişti. Ulusal basına bile bu konuda haber yaptırmışlar ve Ankara’nın o dönemki başkanını hedef alan da bir başlık atmışlardı “Ağustos Böceği ve Karınca” evet başlık buydu da ortaya çıkan durum hiç de bu değildi.  Zira su deposu, sigorta dedikleri yer ile ilgili zamanın meclis üyelerinden biri bir çok detayı söylemişti. Mesela su deposu yapacağınıza, şebekedeki dağıtımdaki %50 ye yaklaşan su kaybını çözün önce demişti. Yakındaki köyden ahırların pis suları yer altı sularına karışıyor, o su da buraya geliyor demişti. Ancak dinletemedi sözünü.. Zaten şu zamana kadar kimlerin sözünü dinlediklerini gören oldu mu ki!

Üstüne su deposu dedikleri yerin yanına Çevre yönetmeliklerine göre yasak olmasına karşın bir inşaata başladılar. İnşaat mevzuata aykırı, inşaatı yapan kurum mevzuata aykırı. Sonuç bunu da aynı meclis üyesi gündeme aldı. Üstüne de gitti sonuna kadar ve YARGI DUR dedi.. İnşaat ve onca dökülen beton yıllar geçmesine karşın o kanunsuzluğun ANITI olarak orada hala durmaya devam etmekte.

Dedik ya skandallar bitmedi o alanla ilgili. Bu kez bir kişi bir ilan yayınladı. SAHİBİNDEN SATILIK GÖLET MANZARALI VİLLA ARAZİSİ.. evet bu ilan tüm skandalı çıkardı ortaya. Devletin köy fakiri diye hak tanıyarak sembolik rakamlarla arazi verdiği yerde bir baktık ki onlara bürokrat arazi sahibi olmuş. Konu sonrasında İl özel idaresine taşındı ve soruşturma açıldı. Tabii soruşturma açılması haberlerinden sonra ise ortaya nasıl bir sonuç çıktı bunu açıklayan da olmadı, gidip araştıran da..

Porsuk derken Mamucaya gittik diye düşüneceksiniz. Ancak nasıl gitmeyelim. Yıllar önce bu gölet için Eskişehirin sigortasi demediler mi? DEDİLER.. Peki ne oldu o sigortaya ATTI MI? Şimdi Porsuk Barajı su bitti, Eskişehir de su kalmadı diyorlar.. Sizin sigortanıza ne oldu? O zaman kamuoyunu yanılttınız mı? Şimdi mi yanıltıyorsunuz?

Porsuk Barajı ile ilgili tabii üçüncü şahıs olarak yaptıkları bu açıklamalara asıl konunun muhatabından cevap geldi. Adeta TOKAT gibi denecek cinsten. Birincisi dediler ki Porsuk Kütahyadan geliyor, Eskişehirin nasıl hakkı varsa Polatlının da var! İkincisi Porsuk Barajında su varlığı tehdit eden tek unsur ILICA GÖLETİ dir..  Tabii detaylar uzun uzun verildi. Neyin ne olduğunu da anlattılar açıklamalarında. Ancak iki mevzu açık ortada. Birincisi Porsuk Türkiyenin malı, bir kentin değil.. İkincisi siz Ilıca Göletini yaparken DSİ ile bir görüşme, istişare, bilgi alışverişi ve ortak planlama yapmadınız mı? Diye yorumlanacak Porsuk Su varlığını tehdit eden unsur ILICA GÖLETİ açıklaması..

Bir önceki bahsettiğimiz Mamuca göletiyle ilgili zaten benzer şekilde hareket edildiğini zaten kendileri de inkar etmiyorlar. Planlarda olmamasına karşın yapmışlar. Anlaşılan o ki ILICADA DA durum farklı değil. Ki kamuoyu o hak sahibi vatandaşların dava açmasında sonra öğrenebildi o çalışmayı.. Peki siz bu çalışmaları neden böyle devlet sırrı gibi yapıyorsunuz. Bu konunun asıl yetkili kurumu olan ve Eskişehire pek çok gölet kazandıran ve halende çeşitli noktalarda çalışma yürüten kurumla neden bilgi alışverişinde bulunmadınız..

En önemlisi SİGORTANIZA ne oldu? Poliçe süresi mi doldu?





YORUM YAZ
Bu habere yorumlar

Tüm yazıları