Niyet hayır, akıbet hayır
Herkesin bir görevi var şu fani dünyada. Hepimiz bir gayeye ulaşmak için çabalıyoruz. Niyetlerimiz de çok önemli elbette. Büyüklerin dediği gibi “Niyet hayır, akıbet hayır”
Önce kendimize şunu sormalıyız. Niyetlerimiz hayır mı? Niyetlerimizi bir gözden geçirelim mi ne dersiniz?
Dünya evine girerken mesela, Bir insanı severken, Bir ticaret yaparken, Bir hizmet için koştururken,
Bir dostluğu sürdürürken, Bir evlat yetiştirirken, Bir öğrenciyi eğitirken.
Niyetimiz nasıl? Niyetimiz halis mi?
Sevgi, sevgili, yar, yarim, sevdalım ne hoş ve ne kıymetli sözcükler. Ama şimdilerde haybeye söylenip harcanıveren kelimeler haline geliverdi. Bir insanı niçin severiz, bir aile kurmak ne ifade etmeli bize? Zenginlik mi? Yada güzellik!.. Soyu, sopu için mi yoksa? Nedir niyetin?
İşimizde, ticaretimizde ya da bir hizmet esnasında niyetimiz, insanlara iyiyi, güzeli, faydalıyı sunabilmek olmalı. Hilesiz, hurdasız, tertemiz, şaibesiz olmak en önemli düstur olmalı bize. Dostluğumuz, komşuluğumuz karşılıklı saygı, muhabbet ve ahlaki erdemler çerçevesinde sürmeli. En ufak bir tökezlemede ilk darbe bizden gelmemeli. Niyetimiz temiz olmalı. Dostumuz, komşumuz bizden emin olmalı. Emaneti yüklenmek ne büyük bir nimet.
Evlatlarımızda bizlere birer emanettir. Rabbimizin emaneti evlatlarımızı yetiştirmekteki niyetimiz her şeyden daha önemli aslında. Bu büyük sorumluluğun hakkını vermeliyiz. Yaşadığımız topluma, edebi, namusu ve bilgisiyle örnek bir insan mı sunacağız yoksa yaşantısıyla insanlara bakkınlık ve eziyet veren hayvandan da aşağı seviyede ne idüğü belirsiz bir mahluk mu salıvereceğiz?
Ne yazık ki sosyal hayatta bu garip mahlukları epeyce görmeye başladık. Kimisi batılılaşma, kimisi özgürlük safsatalarıyla yok olup giden gençliğimize ne kadar ağlasak azdır. Bu milletin, edep, haya, saygı, muhabbet ve iman ile yoğrulmuş mayasına ne kattılar da bu millet bu kadar yozlaştı. Artık ebeveynler çocuklarına şunları söylemeyi tercih ediyorlar. “Aman çocuğum kendini ezdirme. Menfaatin neyi gerektiriyorsa onu yap. Yeter ki sen üzülme. Sana bir şey olmasın, başkasının canı çıksın, kimseye acıma!..”
Bakın hayatının çoğunluğunda kendisi gibi arsız, namussuz tiplerin altında ezildikten sonra fırsat ve imkanlara kavuşmuş (sonradan görme, gavurdan dönme) mahluklar çocuklarına neler telkin ediyorlar neler!.. “Ah yavrum, bak biz buralara gelene kadar ne sıkıntılar çektik. Kimse bize acımadı, sahip çıkan olmadı. Dünyanın kanunu bu, güçlü isen hayatta kalırsın. Sadece kendini düşün. Sen iyi ol, diğeri gebersin. Senin zevkin, sefan ne gerektiriyorsa hiç çekinme onu yap. Başkaları ne der, başkalarına rahatsızlık verir miyim diye hiç düşünme. Ne yaşarsan yanına kar kalır evladım, vs.” sözler…
Bakın şimdi büyük şehirlerde, toplu yaşam ve toplu taşıma ortamlarında ya da bir apartman hayatında denk geldiğimiz sureti insan fakat ruhu şeytan ve fikri hayvanların çokluğu bizleri ürkütmüyor desek yalan olur. Evlatlarımıza ilk eğitimi bizlerin vermesi gerektiğini elbet herkes biliyordur. Siz temeli sağlam atmazsanız ne yazık ki okullar ve öğretmenlerin sizin çocuklarınıza vereceği sadece kuru bir bilgiden öteye gitmez. Okulun ve öğretmenlerin evlatlarınıza; ahlak, maneviyat, edep, saygı ve haysiyet veremeyeceğini anladığınızda ise her şey için çok geç olacaktır. Ben 41 yaşındayım sevgili dostlar. İki tanede rabbimin emaneti evladım var. Peki, sen neyi telkin ediyorsun çocuklarına diyorsanız? Had bilmeyi, sevgiyi, saygıyı ve elbette hayayı!.. Telkinle iş bitmiyor tabii. Kendimiz bu telkinleri hayatımıza tatbik etmez isek nasıl örnek olabiliriz.
Örneğin; Ben bir sofrada kendimden büyük olan yemeğe başlamadan kesinlikle o sofradan bir lokma dahi almam. Aynı şekilde çocuklarıma da daha 4, 5 yaşlarındayken bunu öğrettim. Dedeleri, neneleri ve diğer aile büyüklerimiz “Daha onlar çok küçük yiyiversinler canım” dediklerinde bile bu kararlılığımı gösterdim. Hayır, bunu bu şekilde öğrenecekler dedim. Biraz geç başlasalar açlıktan ölmezler. Ancak edebi, saygıyı, hürmeti şimdiden öğrenmezlerse toplumumuzun yapısı ölür dedim. Sonraki zamanlarda büyüklerimde ne kadar doğru bir şey yaptığımı fark ettiler. Ve inanın sadece bu öğreti bile birçok şeyi yoluna sokmamda, evlatlarımızı şekillendirmemizde bize bir mihenk taşı oldu. Şimdi ben yol üzerinde insanların takılıp düşmesine sebep olacak bir engel gördüğümde onu bir kenara çekiyorum ya çocuklarımda benimle yarış ediyor. Baba ne olur şunu da ben koyayım kenara, bu sevabı da ben alayım olmaz mı diyor. Hiç olmaz olur mu evladım diyorum sevinerek. Çok şükür!
Çocuklarımıza önce kendimiz uygulayarak şunları telkin etsek ne kaybederiz. “Bir ekmek parçası ayak altında ezilmesin diye onu bir ağacın dibine koymak. Karıncayı dahi ezmemek için dikkatli yürümek. Kedi, köpek veya herhangi bir hayvana eziyet değil merhamet etmek. Olur olmaz vakit ve yerlerde boğazı kazımamak, affedersiniz balgam çıkarmamak, yerlere tükürmemek. Esnerken ağızı kapatmak. Aksırdığında avucunu değil de kolunu kalkan yapmak. Toplu taşımayı kullandıktan, para elledikten, tuvalete girdikten sonra insanlarla tokalaşmadan evvel elleri yıkamak. Yolda yürürken, merdivenden inip çıkarken, toplu taşımadayken kendimizden büyüklere yer vermek. Alt, üst yada yan komşularımızı rahatsız edecek kadar yüksek sesle konuşmamak, sonses TV izlememek. Tabanlarını yere vurdurarak, hoplayıp, tepişerek evde yürümemek. Hiçbir şartta ve koşulda gürültü yapmamak. Hele hele sabah erkenden ya da gece 23 den sonra eve giriş yada çıkışta komşular rahatsız olmasın diye parmak uçlarında yürümek. ” Bunlara toplumun geneli uysa ne güzel olur değil mi?
Geleceğimizi emanet edeceğimiz evlatlarımıza önce kendimiz iyi birer rol model olmalıyız. Bu hususlarda bulunduğunuz ortamlarda bu örnek davranışları önce siz sergilerseniz görün bakın çocuklarınız nasıl daha erdemli, saygılı birer şahsiyet haline dönüşecekler. Niyetimiz, gayemiz evlatlarımızın sadece, iyi bir mühendis, başarılı bir doktor olması değil, öncelikle iyi bir insan hayırlı bir Müslüman olmaları için düzgün bir karaktere ve kişiliğe büründürmek olmalıdır.
Kısacası her fert kendine yakışanı yapacaktır. Gül bahçesine giren gül kokar. Karga kargayla, kartal kartalla uçar. Ve tabii ki, “Aslan yavrusu yine aslandır!” demiş büyükler… Yani çakalın yavrusundan aslan olmasını bekleyemeyiz.
Bizim niyetimiz hayırlı bir evlat yetiştirmek olmalı ama lafta kalmamalı. Kimseye bir zararı dokunmadığı gibi mümkün olduğunca iyilik için çaba harcayan, hayırda yarışan nesiller yetiştirmektir niyetimiz.
Can dostlarım biliyorsunuz ki, ‘Ne ekersek onu biçeceğiz’. TV ekranlarında görüyoruz, hayretle ve dehşetle izliyoruz değil mi? Anne ve babasını, döven, öldüren, zulmeden çocuklar bizim çocuklarımız da olabilir!.. Vakit çok geç olmadan, eğmeye, eğikse düzeltmeye vakit varken taze fidanlarımızı, yavrularımızı şimdi eğelim, eğikse düzeltelim, çok geç olmadan. Haydi!..
Niyetimiz belli!.. Biz öyle bir nesil istiyoruz ki;
Edep ve haya en önemli ölçüsü olsun. Adaletten şaşmasın. Emanete yan gözle bakmasın. Vatanına, imanına bağlı olsun. Zararından kaçılan değil, dostluğuna hasret kalınan Salih bir insan olsun.
Niyetlerimiz hayır, akıbetimiz hayır olsun!..
Tüm yazıları
-
2 Eylül 2024 Pazartesi
Herkes doğrumu biz doğru isek?
-
9 Şubat 2024 Cuma
Sağlıklı Yaşam İpuçları
-
19 Temmuz 2023 Çarşamba
Başarının en önemli formülü azim ve disiplindir
-
24 Haziran 2023 Cumartesi
Öğütler
-
1 Mayıs 2023 Pazartesi
Bioenerji Şifasının Amacı
-
10 Şubat 2023 Cuma
Bioenerji nedir, nasıl faydalar sağlar?
-
4 Ocak 2023 Çarşamba
Negatifi Hayatınızdan Çıkarın
-
15 Aralık 2021 Çarşamba
Biyolojik alanımız ve şifa
-
3 Şubat 2020 Pazartesi
Bioenerji, Esma-ül Hüsna ve Dua
-
24 Aralık 2019 Salı
Mayamız mı ekşidi?
-
6 Kasım 2018 Salı
Bioenerji ile şifalan
-
22 Haziran 2018 Cuma
Vakit Değiştirme Vakti!..
-
23 Mart 2018 Cuma
Niyet hayır, akıbet hayır
-
25 Ocak 2018 Perşembe
Öldük, bittik demeden silkelenip kendimize gelelim!
-
26 Eylül 2017 Salı
Boş yere yaratılmadın!..
-
2 Ağustos 2017 Çarşamba
Piknik notları ve İlkyardım
-
8 Mart 2017 Çarşamba
Aziz dostumun acı hayat tecrübesi
-
29 Kasım 2016 Salı
İŞTE ÇAY SİMİT HESABI, İŞTE EKONOMİMİZ!..
-
21 Ekim 2016 Cuma
Ne Günlere Kaldık
-
8 Nisan 2016 Cuma
İlkyardımcılara kim yardım edecek!..
-
1 Mart 2016 Salı
Akıllı Adam Olmak!
-
16 Aralık 2015 Çarşamba
Nereye Gidiyoruz, Hani Kalkınma!..
-
28 Ekim 2015 Çarşamba
Kim bu Fos Osmanlıcılar...
-
2 Eylül 2015 Çarşamba
KÖTÜ YÖNETİCİ VE DECCAL
-
14 Temmuz 2015 Salı
Müslümanların Helakı!..
-
22 Mayıs 2015 Cuma
Kimse yapamaz, Ak Parti yapar!..
-
29 Nisan 2015 Çarşamba
YALANCI MAĞRURLAR BİZE YABANCI
-
26 Mart 2015 Perşembe
Memleketi Mahveden Beceriksizler
-
27 Şubat 2015 Cuma
Kepazelik diz boyu, hangisini sayalım?
-
3 Ocak 2015 Cumartesi
İDEAL TOPLUM HAYAL Mİ?
-
25 Kasım 2014 Salı
Dönüşen Dönüşsün, Sen Dönüşme!..
-
25 Ekim 2014 Cumartesi
Türkiye’nin ateşle dansı!..
-
17 Eylül 2014 Çarşamba
Osmanlı geçinen, Aslından Kopuk Paçozlar
-
6 Ağustos 2014 Çarşamba
Hayır, hayır yüz bin kere hayır!..
-
24 Haziran 2014 Salı
İSLAM, SİYASET, YÖNETİM
-
22 Mayıs 2014 Perşembe
Siyonizm-Türklere Karşı Yahudinin Pis Oyunları
-
11 Nisan 2014 Cuma
Bir Gençlik!..
-
24 Mart 2014 Pazartesi
OY’un BÜYÜK, İYİ AMA KİME OY VERELİM?
-
28 Şubat 2014 Cuma
Ben Kimden Tarafım 2
-
29 Ocak 2014 Çarşamba
1997 ile 2014 arasında fark görebiliyor musunuz?
-
30 Aralık 2013 Pazartesi
CEMAAT, HÜKÜMET, MENFAAT
-
26 Kasım 2013 Salı
YALAN YANLIŞ EĞİTİMİMİZ!..
-
30 Ekim 2013 Çarşamba
Kanlı Ellerin Kanlı Projesi: BOP
-
21 Eylül 2013 Cumartesi
Dünya Liderini Dinliyorum!..
-
13 Temmuz 2013 Cumartesi
Ah O Gemide Bende Olsaydım!..
-
11 Mayıs 2013 Cumartesi
Tarlaya Neler Ektik?..
-
26 Mart 2013 Salı
Saptırıcı Liderler
-
20 Şubat 2013 Çarşamba
İslam’a dönen Müslümanlar
-
23 Ocak 2013 Çarşamba
Asgari Ücret ile Asgari 3 Çocuk mu?
-
26 Aralık 2012 Çarşamba
Politika Tesadüf Mü, Komplo Mu?
-
19 Kasım 2012 Pazartesi
AŞK ADAMI MI?.. KAÇIP FIRDÖNEN Mİ?..
-
22 Ekim 2012 Pazartesi
KIYAMET NE ZAMAN?
-
2 Ekim 2012 Salı
Sadıklarla olmak
-
28 Ağustos 2012 Salı
Fitre ve Çay Simit Hesabı
-
24 Temmuz 2012 Salı
Canlı Müslüman İstiyoruz!..
-
28 Haziran 2012 Perşembe
Cinsi Bozuklar
-
1 Haziran 2012 Cuma
Karakterli Müslüman!..
-
2 Mayıs 2012 Çarşamba
Aslından Koparılmış Protestanlar
-
21 Mart 2012 Çarşamba
Haktan Yana Olmak
-
24 Şubat 2012 Cuma
Lider ve Sistem 2
-
4 Şubat 2012 Cumartesi
LİDER ve SİSTEM
-
11 Ocak 2012 Çarşamba
KISSADAN HİSSE!..
-
26 Aralık 2011 Pazartesi
Allah İçin Çalışmak!..
-
10 Aralık 2011 Cumartesi
Cihad Ne Demek?
-
4 Kasım 2011 Cuma
Batı:Tek Dişi Kalmış Canavar!..
-
15 Ekim 2011 Cumartesi
HAYIRLARA MOTOR, ŞERLERE FREN
-
16 Eylül 2011 Cuma
DEĞİŞİM : “Tekamül mü, Tahribat mı?”
-
22 Ağustos 2011 Pazartesi
İnandığın Gibi Yaşa Türkiyem
-
25 Temmuz 2011 Pazartesi
BEN KİMDEN TARAFIM?..!..
-
7 Temmuz 2011 Perşembe
Bereket Dönemi "28 Haziran 1996 ile 2 Temmuz 1997"
-
19 Haziran 2011 Pazar
Ya Güdersin Ya Gidersin
-
13 Haziran 2011 Pazartesi
Seçim Sonuçları Ne Gösterdi?
-
10 Haziran 2011 Cuma
Seçime Doğru;"Arz-ı Mev’ud ve Horoz Dövüşü"
-
6 Haziran 2011 Pazartesi
Erbakan’ı Sevmek!.. Tavizi Sevmemek!..
-
1 Haziran 2011 Çarşamba
Hedef 2023, İstanbul Ayasofya Maratonu
-
25 Mayıs 2011 Çarşamba
Hayalüstü Hayaldi!.. Gerçek Oldu!..
-
19 Mayıs 2011 Perşembe
NE HALLERDEYİZ 2
-
11 Mayıs 2011 Çarşamba
2.Abdülhamit, Erbakan ve Tekerrür
-
28 Nisan 2011 Perşembe
Hak ile Batılı karıştırmayalım 2
-
8 Nisan 2011 Cuma
DÜNYANIN EN BÜYÜK ADALET SARAYI
-
26 Mart 2011 Cumartesi
Hak İle Batılı Karıştırmayalım
-
17 Mart 2011 Perşembe
ORGANİK MAYAMIZ “İSLAM !..”
-
6 Mart 2011 Pazar
DİYALOG VE TOPRAK SATIŞININ PERDE ARKASI
-
28 Şubat 2011 Pazartesi
SUCUĞUNDA TADI KAÇTI!..
-
11 Şubat 2011 Cuma
Ne Hallerdeyiz ?
-
1 Şubat 2011 Salı
Ya AKP Olmasaydı !..