Ne Günlere Kaldık
‘’Şimdi sen onları gördüğünde dış görüntüleri hoşuna gider. Söz söylerlerse, sözleri yaldızlı ve etkileyici oluşundan söylediklerini dinlemek istersin. Sanki onlar ruhsuz kalıplar, akılsız bedenler gibi duvara dayandırılmış kütüklere benzerler, korkaklık ve içlerindeki hainlikleri sebebiyle duydukları her haykırışı, sesi, gürültüyü kendilerine yönelik sanırlar. Onlar müslüman görünseler de, hem sana hem müminlere tam anlamıyla düşmandırlar. Onlardan sakın, Allah onların belalarını versin, doğru yoldan sapıklığa nasıl da döndürülüyorlar.’’ (Münafikun Suresi 4. Ayet)
Bu yazıma bir ayet meali ile başlıyorum. Günümüz dünyasında birçok kavram, vasıf ve değerler birbirine karışmış ve karıştırılmış durumda. Bunca kavram ve kafa karışıklığının kimlerin işine yaradığı ise bir soru işareti. Aslında birçoğumuz bu soruların cevapları hakkında birtakım fikirlere sahibiz. Ama bazımız bunları dillendirmekten korkarken bir kısmımızda bunları ifade etmenin hiçbir yarar sağlamayacağı görüşünde. Yakın gündemimizde yaşananlara bakınca insanın morali bozulmuyor değil hani.
Bir takım kişi ve grupların şöyle bir 5, 10 yada 15 sene geriye dönük söylemlerine dönüp baktığımızda neler ifade ettiklerini hangi ideallerden bahsettiklerine bakın ve birde şimdiki ifade ve söylemlerine bir bakın. Neler geride bırakılmış, hangi idealler uğruna yola çıktıkları halde şimdi çizdikleri rotanın yönü neresi? Söylemlere bakınca hani ‘’Mangalda Kül Bırakmaz’’ denen ifadelerle milletin gazını alıp, iş eyleme geçtiğinde ise 180 derecelik bir kıvırma hamlesiyle nasılda dönüşüverdiklerine şaşıyorum. Bu dönüşüm ve değişimi gören elbette sadece bizler değiliz. Hakikatleri gizlemek için şer odaklarca tasarlanmış ‘’At Gözlüğü’’ nü değil de Rabbinin feraset gözlüğünü takan erdemli insanlar olan bitenin farkına varmıyor değiller. Ancak bu anlayışa ulaşan kişiler sayıca az olmanın verdiği endişeyle bir türlü cesaretle haykırmaya, yanlışları düzeltmeye yeltenemiyorlar. Halbuki yalnız olmadıklarının bir farkına varabilseler çok şeyler değişecek çok…
Yüce Allah’ın (c.c) vaadini hatırlamak gerek… ‘’Ve Talut ordusuyla yola koyulduğunda dedi ki: “Allah sizi şimdi bir nehirle imtihan edecek, ondan içen benden değildir, ama onu tatmayan bendendir, ondan sadece bir avuç dolusu içen ise affedilmiş olacaktır.” İçlerinden pek azı hariç, hepsi ondan doya doya içtiler. Nihayet Talut ve kendisiyle beraber inananlar ırmağı geçince dediler ki: “Calut ve kuvvetlerine karşı koyacak bugün hiç gücümüz yok.” Ama kesin olarak Allah'a kavuşacaklarını bilenler: “Sayıca az nice topluluklar var ki; Allah'ın izniyle büyük kalabalıklara üstün gelmiştir. Zira Allah, güçlüklere karşı sabırlı olanlarla beraberdir” diye cevap verdiler.’’ (Bakara Suresi 249. Ayet)
Bu ayet akledenler ve düşünenler için çok şey ifade etmektedir aslında. Yüce Allah (c.c) dün nasıl ki Talut ve ordusunu imtihan etti ise bugünde günümüz insanını benzer bir sınavdan geçirmektedir. Bakalım söylemlerinde şuur, iman ve vazife aşkı terennümleri bulunan dünün mücahitleri iktidar sarhoşluğu ile mücahitliği bırakıp müteahhitliğe geçiverecekler mi? İmkanlara kavuştuklarında söylemler ile eylemler örtüşecek mi?
Evet aziz okurlarım, bu imtihanda maalesef birçok kardeşimiz sınıfta kaldı. İktidarda olmanın sarhoşluğuna kapılan büyük çoğunluk hazır ırmak akarken testiyi doldurmak lazım sözüne itibar ettiler. Bizzat vicdanlarının baskısına dayanamayıp itirafta bulunanları biliyoruz. Aman bu konuştuklarımız aramızda kalsın yalvarmalarına da şahit olduk. Oysa bilmiyorlar mıydı ki Rabbimizin gizli konuşmaları da akıldan geçenleri de bildiğini. En üstlerde bakanların bile ‘’başta bizler israfın önüne bir geçebilsek var ya ey millet!.. sizden vergi toplamamıza bile gerek kalmaz’’ demelerini sizde işitmediniz mi? En altlarda ise bir ilçenin meclis üyesinin de bizler iktidar nimetleriyle kendimizden geçtik. Ne oldu bize anlamıyorum diyerek bir gazeteci ağabeyimize içini döktüğünü bizzat biliyorum. ‘’Önceleri bir kuruş faize bulaşacağız, rüşvet yanımızdan geçecek diye ürperir, tövbe ederdik. Halbuki şimdi hediye adı altında nice gayrimeşru alışverişler içindeyiz ama umurumuzda bile değil. Birçok arkadaşımız parayı bulunca karılarını boşayıp manken gibi genç kızlarla evlendi. Bunu yapamayanın ise birkaç tane ikameti oldu artık.’’ Ne acıdır ki bu gidişatın farkına varan birçok insanımızda afyonlanmış, narkozlanmış halde bu yanlışların ortaya çıkmasını istememektedir. Galiba bu haltların bir ucuda kendilerine dokunmaktadır. Halbuki kötü ve yanlış işlerin düzeltilmesi ve bu uğurda mücadele edilmesinin ne kadar değerli bir ideal ve ne kadar kıymetli bir ülkü olduğunu bir zamanlar ifade edenlerdi bu kişiler. Acı hem de çok acı bir tablo bu ördüklerimiz. Neler hissetmiş ve ne duygular yaşamıştık bir zamanlar bu idealler uğruna. Nerede bir haksızlık, bir zulüm ve haksız kazanç varsa seslerimizi yükseltir ve gönüllerimizi birleştirirdik. Şimdilerde ise sesler ve yürekler tek bir paydada birleşiyor. Bunu gösterdi başımızdakiler. O payda; ‘’menfaat’’… Bunun peşinden ise ‘’ çıkar, makam, iktidar, şehvet ve faiz’’ geliyor elbette…
Oysa biz şu tabloyu özledik hem de çok özledik!..
‘’Rüşvet alanda verende melundur’’
‘’Faiz alanda verende cehennemliktir’’
Ama beklentilerimiz ve ümitlerimiz yerle yeksan oldu. Üst makamlardan bir hadsiz ne demişti hatırlayacaksınız, ‘’biz geldiğimiz zamandan sonra kredi miktarlarını şu adar arttırdık, her isteyene kredi verdirttik. Faiz kullanmayan esnafımız kalmadı çok şükür. Allah bereketini artırsın.’’ Hoppa bu ne şimdi yaa!.. Arkadaş ne oldu bize? Yüce Allah ne diye faizi bereketlendirecek? Kaba tabirle sorarlar ya hani ‘’ne içtiniz oğlum siz’’, ‘’neyin kafasını yaşıyorsunuz’’
Yüce Mevlam bizleri, ne koşulda hangi menfaatler uğruna olursa olsun bir milim bile yamulmayan salih, sabit ve sadıklarla beraber kılsın. Sayıca azda olsalar Talut ve yanındakiler gibi iktidar ve menfaat ırmağının üzerinde de olsalar rablerine verdikleri sözden dönmeyen, mücadelelerine sebat ile devam eden aziz kullarını tez zamanda zaferlere kavuştursun inşAllah…
Sağlıcakla kalın kıymetli okurlarım.
Tüm yazıları
-
2 Eylül 2024 Pazartesi
Herkes doğrumu biz doğru isek?
-
9 Şubat 2024 Cuma
Sağlıklı Yaşam İpuçları
-
19 Temmuz 2023 Çarşamba
Başarının en önemli formülü azim ve disiplindir
-
24 Haziran 2023 Cumartesi
Öğütler
-
1 Mayıs 2023 Pazartesi
Bioenerji Şifasının Amacı
-
10 Şubat 2023 Cuma
Bioenerji nedir, nasıl faydalar sağlar?
-
4 Ocak 2023 Çarşamba
Negatifi Hayatınızdan Çıkarın
-
15 Aralık 2021 Çarşamba
Biyolojik alanımız ve şifa
-
3 Şubat 2020 Pazartesi
Bioenerji, Esma-ül Hüsna ve Dua
-
24 Aralık 2019 Salı
Mayamız mı ekşidi?
-
6 Kasım 2018 Salı
Bioenerji ile şifalan
-
22 Haziran 2018 Cuma
Vakit Değiştirme Vakti!..
-
23 Mart 2018 Cuma
Niyet hayır, akıbet hayır
-
25 Ocak 2018 Perşembe
Öldük, bittik demeden silkelenip kendimize gelelim!
-
26 Eylül 2017 Salı
Boş yere yaratılmadın!..
-
2 Ağustos 2017 Çarşamba
Piknik notları ve İlkyardım
-
8 Mart 2017 Çarşamba
Aziz dostumun acı hayat tecrübesi
-
29 Kasım 2016 Salı
İŞTE ÇAY SİMİT HESABI, İŞTE EKONOMİMİZ!..
-
21 Ekim 2016 Cuma
Ne Günlere Kaldık
-
8 Nisan 2016 Cuma
İlkyardımcılara kim yardım edecek!..
-
1 Mart 2016 Salı
Akıllı Adam Olmak!
-
16 Aralık 2015 Çarşamba
Nereye Gidiyoruz, Hani Kalkınma!..
-
28 Ekim 2015 Çarşamba
Kim bu Fos Osmanlıcılar...
-
2 Eylül 2015 Çarşamba
KÖTÜ YÖNETİCİ VE DECCAL
-
14 Temmuz 2015 Salı
Müslümanların Helakı!..
-
22 Mayıs 2015 Cuma
Kimse yapamaz, Ak Parti yapar!..
-
29 Nisan 2015 Çarşamba
YALANCI MAĞRURLAR BİZE YABANCI
-
26 Mart 2015 Perşembe
Memleketi Mahveden Beceriksizler
-
27 Şubat 2015 Cuma
Kepazelik diz boyu, hangisini sayalım?
-
3 Ocak 2015 Cumartesi
İDEAL TOPLUM HAYAL Mİ?
-
25 Kasım 2014 Salı
Dönüşen Dönüşsün, Sen Dönüşme!..
-
25 Ekim 2014 Cumartesi
Türkiye’nin ateşle dansı!..
-
17 Eylül 2014 Çarşamba
Osmanlı geçinen, Aslından Kopuk Paçozlar
-
6 Ağustos 2014 Çarşamba
Hayır, hayır yüz bin kere hayır!..
-
24 Haziran 2014 Salı
İSLAM, SİYASET, YÖNETİM
-
22 Mayıs 2014 Perşembe
Siyonizm-Türklere Karşı Yahudinin Pis Oyunları
-
11 Nisan 2014 Cuma
Bir Gençlik!..
-
24 Mart 2014 Pazartesi
OY’un BÜYÜK, İYİ AMA KİME OY VERELİM?
-
28 Şubat 2014 Cuma
Ben Kimden Tarafım 2
-
29 Ocak 2014 Çarşamba
1997 ile 2014 arasında fark görebiliyor musunuz?
-
30 Aralık 2013 Pazartesi
CEMAAT, HÜKÜMET, MENFAAT
-
26 Kasım 2013 Salı
YALAN YANLIŞ EĞİTİMİMİZ!..
-
30 Ekim 2013 Çarşamba
Kanlı Ellerin Kanlı Projesi: BOP
-
21 Eylül 2013 Cumartesi
Dünya Liderini Dinliyorum!..
-
13 Temmuz 2013 Cumartesi
Ah O Gemide Bende Olsaydım!..
-
11 Mayıs 2013 Cumartesi
Tarlaya Neler Ektik?..
-
26 Mart 2013 Salı
Saptırıcı Liderler
-
20 Şubat 2013 Çarşamba
İslam’a dönen Müslümanlar
-
23 Ocak 2013 Çarşamba
Asgari Ücret ile Asgari 3 Çocuk mu?
-
26 Aralık 2012 Çarşamba
Politika Tesadüf Mü, Komplo Mu?
-
19 Kasım 2012 Pazartesi
AŞK ADAMI MI?.. KAÇIP FIRDÖNEN Mİ?..
-
22 Ekim 2012 Pazartesi
KIYAMET NE ZAMAN?
-
2 Ekim 2012 Salı
Sadıklarla olmak
-
28 Ağustos 2012 Salı
Fitre ve Çay Simit Hesabı
-
24 Temmuz 2012 Salı
Canlı Müslüman İstiyoruz!..
-
28 Haziran 2012 Perşembe
Cinsi Bozuklar
-
1 Haziran 2012 Cuma
Karakterli Müslüman!..
-
2 Mayıs 2012 Çarşamba
Aslından Koparılmış Protestanlar
-
21 Mart 2012 Çarşamba
Haktan Yana Olmak
-
24 Şubat 2012 Cuma
Lider ve Sistem 2
-
4 Şubat 2012 Cumartesi
LİDER ve SİSTEM
-
11 Ocak 2012 Çarşamba
KISSADAN HİSSE!..
-
26 Aralık 2011 Pazartesi
Allah İçin Çalışmak!..
-
10 Aralık 2011 Cumartesi
Cihad Ne Demek?
-
4 Kasım 2011 Cuma
Batı:Tek Dişi Kalmış Canavar!..
-
15 Ekim 2011 Cumartesi
HAYIRLARA MOTOR, ŞERLERE FREN
-
16 Eylül 2011 Cuma
DEĞİŞİM : “Tekamül mü, Tahribat mı?”
-
22 Ağustos 2011 Pazartesi
İnandığın Gibi Yaşa Türkiyem
-
25 Temmuz 2011 Pazartesi
BEN KİMDEN TARAFIM?..!..
-
7 Temmuz 2011 Perşembe
Bereket Dönemi "28 Haziran 1996 ile 2 Temmuz 1997"
-
19 Haziran 2011 Pazar
Ya Güdersin Ya Gidersin
-
13 Haziran 2011 Pazartesi
Seçim Sonuçları Ne Gösterdi?
-
10 Haziran 2011 Cuma
Seçime Doğru;"Arz-ı Mev’ud ve Horoz Dövüşü"
-
6 Haziran 2011 Pazartesi
Erbakan’ı Sevmek!.. Tavizi Sevmemek!..
-
1 Haziran 2011 Çarşamba
Hedef 2023, İstanbul Ayasofya Maratonu
-
25 Mayıs 2011 Çarşamba
Hayalüstü Hayaldi!.. Gerçek Oldu!..
-
19 Mayıs 2011 Perşembe
NE HALLERDEYİZ 2
-
11 Mayıs 2011 Çarşamba
2.Abdülhamit, Erbakan ve Tekerrür
-
28 Nisan 2011 Perşembe
Hak ile Batılı karıştırmayalım 2
-
8 Nisan 2011 Cuma
DÜNYANIN EN BÜYÜK ADALET SARAYI
-
26 Mart 2011 Cumartesi
Hak İle Batılı Karıştırmayalım
-
17 Mart 2011 Perşembe
ORGANİK MAYAMIZ “İSLAM !..”
-
6 Mart 2011 Pazar
DİYALOG VE TOPRAK SATIŞININ PERDE ARKASI
-
28 Şubat 2011 Pazartesi
SUCUĞUNDA TADI KAÇTI!..
-
11 Şubat 2011 Cuma
Ne Hallerdeyiz ?
-
1 Şubat 2011 Salı
Ya AKP Olmasaydı !..