Kayyum olayında şok iddilar: Kamu Kaynakları Özel Mülkiyete Mi Dönüştü?

Kayyum Olayının İç Yüzünü Anlatıyor: Anadolu Üniversitesi Tapusu Bile Büyükerşen Ailesinin Mi Olacak?!
Eskişehir, yıllardır bir vakfın gölgesinde şekillenen ve kamu kaynaklarının özel mülkiyete dönüştürüldüğü iddialarıyla sarsılıyor. haberotesi.com.tr'nin iddianameye dayandırdığı habere göre, "ömür boyu başkanı" unvanıyla yönetilen bir vakfın ardına sığınılarak, kurumsal görünümlü ancak şahsi menfaate dayalı bir yapı oluşturulduğu öne sürülüyor.
Kamuoyunda konuşulmaması için adeta sansür uygulandığı belirtilen bu yapının başlangıç noktasının, Yılmaz Büyükerşen'in 1979 yılında kurduğu ve kendisini ömür boyu başkan ilan ettiği Eğitim, Sağlık ve Bilimsel Araştırma Çalışmaları Vakfı (ESBAV) olduğu iddia ediliyor.
Ağır İddialar: Güveni Kötüye Kullanma, Zimmet ve Sahtecilik
Yılmaz Büyükerşen, damadı Yavuz Tuna, Ahmet Durmaz, Çetin Kaya ve Nezih Orhan hakkında hazırlanan iddianamede çok ağır suçlamalar yer alıyor. İddiaya göre; vakıf ve şirketler üzerinden elde edilen gelir ve taşınmazların, rayiç değerlerinin çok altında aile bireylerine ve yakın çevreye devredilerek kamu kaynaklarının özel mülkiyete dönüştürüldüğü ileri sürülüyor. İddianame, Türk Ceza Kanunu kapsamında “güveni kötüye kullanma”, “zimmet” ve “resmi belgede sahtecilik” gibi suçlamaları gündeme getiriyor.
Konu edilen kamu kaynakları arasında, Anadolu Üniversitesi'nden kaynak edinilerek oluşturulan gayrimenkuller dikkat çekiyor: Alanya Okurcalar'daki Mistral Oteli, Marmaris Turunç'taki yazlık konut, Açıköğretim Fakültesi binaları ve Çağdaş Okulları.
İddialara göre, üniversiteye ait vakıf hisseleri çeşitli yollarla elden çıkarılarak, üniversitenin bu şirketlerle bağı kesiliyor, ardından söz konusu mülkler ve mali varlıklar ESBAV ve onun iştiraki olan şirketlerin kontrolüne geçiyor. ETAM Eğitim A.Ş., Tuna Turistik A.Ş. ve ETAM Eğitim Ltd. Şti. gibi şirketlerin halen faal olduğu, ancak üniversiteyle resmi bağlarının 2020 yılı itibarıyla tamamen sona erdiği görülüyor.
İddianamede, vakıf ve şirketlerin içini boşaltmak amacıyla sermaye artırımları yapıldığı ve bu hisselerin Yılmaz Büyükerşen’in eşi Seyhan Büyükerşen, kızı Burcu Büyükerşen Tuna, damadı Yavuz Tuna, diğer kızı Yaprak Büyükerşen İşçibaşı, onun eşi Mustafa İşçibaşı ve torunu Çağla İşçibaşı’na devredildiği açıkça yer alıyor.
Ayrıca, başka bir yöntem olarak vakfa ait taşınmazların, şüpheli sıfatıyla adı geçen Ahmet Durmaz’a ve bazı Büyükşehir Belediyesi bürokratlarına satıldığı iddiası da dosyada yer almakta. Bu iddialar, “çıkar amaçlı örgüt kurmak” gibi daha ağır hukuki değerlendirmeleri beraberinde getirebilir.
Organizasyon Yapısı ve Menfaat Çatışması İddiaları
Organizasyonun dört ana yapı etrafında örüldüğü belirtiliyor: ESBAV, ETAM A.Ş., EDAV ve en önemlisi Tuna A.Ş. Bu yapılarda aynı kişilerin çapraz şekilde görev aldığı görülüyor. Örneğin Tuna A.Ş.’nin yönetim kurulunda, ESBAV’ı temsilen Yılmaz Büyükerşen, ETAM’ı temsilen Ahmet Durmaz, ETAM Ltd.’yi temsilen Yavuz Tuna yer alıyor. Satışı yapan vakıf ile satın alımı yapan şirketin aynı kişiler tarafından yönetilmesi, Türk Medeni Kanunu ve Vakıflar Kanunu açısından ciddi anlamda menfaat çatışması ve vakıf amaçlarına aykırı kullanım olarak değerlendirilebilir.
Anadolu Üniversitesi’ne ait vakıfların yöneticilerinin, bu vakıflara ait okul, otel ve gayrimenkulleri yönettikleri şirkete (Tuna A.Ş.) devretmeleri, “kamu kaynağının özel menfaate tahsisi” anlamına geldiği ve 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun temel ilkelerine açıkça aykırı olduğu iddia ediliyor.
Kamudan Mülkiyete Giden Yolun Hikayesi: Çağdaş Okulları Örneği
"Kamudan Mülkiyete Giden Yolun Hikâyesi" başlıklı bu yazı dizisinin başlangıcı, 1979 yılında Rektör Yılmaz Büyükerşen’in ESBAV’ı kurmasıyla başlıyor. Vakfın kuruluş senedinde, kendisini ömür boyu başkan olarak tanımlaması, kurumsal yapı içinde kişisel otoritenin temelini oluşturuyor. Bu tarihten itibaren yaklaşık 20 farklı vakıf ve şirket kurulduğu belirtiliyor.
Kamuoyunun dikkatini ilk kez çeken unsur, ESBAV’ın işlettiği Özel Çağdaş İlköğretim Okulu oluyor. Bu okulun, Anadolu Üniversitesi kampüsü içerisinde eğitim faaliyetlerine başladığı, okulda görev yapan öğretmenlerin üniversite yönetim kurulu kararıyla görevlendirildiği ve maaşlarını üniversiteden aldığı iddia ediliyor. Böylece özel bir okulun, kamu personeli ve kaynağıyla desteklenmiş olduğu, bu durumun kamu kaynaklarının özel eğitim faaliyetlerinde kullanıldığına dair somut bir örnek teşkil ettiği belirtiliyor.
Devlet Denetleme Kurulu’nun raporuna ekli Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün 28.07.2011 tarihli 37 sayılı tespit raporuna göre, o dönemde ESBAV’a bağlı dört adet iktisadi işletme bulunuyordu: Özel Çağdaş İlköğretim Okulu İktisadi İşletmesi, Sosyal Tesisler İktisadi İşletmesi, Basım Yayım İktisadi İşletmesi ve Bilgi İşlem İktisadi İşletmesi. Zamanla bu işletmelerin faaliyetleri sona erdirilerek tüm kaynaklar Özel Çağdaş İlköğretim Okulu işletmesinde birleştirildiği ifade ediliyor.
2012 yılında ESBAV Yönetim Kurulu’nun, Görme Engelliler Dayanışma Derneği’ne (GÖRSEM) ait Eskişehir Sazova Mahallesi’ndeki 17.354 m²’lik bir arsanın %72’sini 1.944.000 TL bedelle satın aldığı, kalan %28'in ise ETAM Ltd. tarafından alındığı iddia ediliyor. 2013 yılında Tuna A.Ş.’nin, ETAM Ltd.’nin bu %28’lik hissesinin 3/25’ini, KDV dahil 377.600 TL’ye satın aldığı belirtiliyor. Ancak bu alanın tapuda “tarla” vasfında olduğu, bu nedenle imara açılması gerektiği ve tartışmalı bir süreç sonunda imar sorununun çözülerek okul inşaatının tamamlandığı ifade ediliyor.
Bu süreçte, 2015 yılına kadar Anadolu Üniversitesi kampüsünde eğitim faaliyeti sürdüren Çağdaş Okulları, yeni kampüsüne taşınarak artık ana sınıfından liseye kadar eğitim veren, bağımsız ve kendine ait bir okul kampüsüne sahip hale geldiği belirtiliyor. İşletmeyi ise hâlâ ESBAV’a bağlı “Basım Yayım Özel Eğitim ve Sosyal Tesis İktisadi İşletmesi”nin yürüttüğü ifade ediliyor.
Haber, bu sistemin hukuk nezdinde sorgulandığını, zira kamu yararı için kurulmuş bir vakfın, kamu kaynağını bir aile yapısına tahsis etmesinin ne etik ne de yasal olduğunu vurguluyor.
https://www.haberotesi.com.tr, yazı dizisinin devamında, bu yapının kalbi olarak görülen Tuna A.Ş.’nin iç yapısını, ortaklık ilişkilerini ve kamuoyundan nasıl gizlendiğini ele alacağını duyurdu.
Bu gelişmeler ışığında, Eskişehir kamuoyu ve ilgili kurumlar arasında nasıl bir yankı uyandıracağını düşünüyorsunuz?
Gönderen: journal
Magazin










