Başkanlığından kurtulduk bunlar olabildi, danışmanlığından kurtulursak daha güzel şeyler de belki olur?

Yıllarca "Gökten melek inse Eskişehir’de trafik sorununu çözemez" diyen bir zihniyetle yönetildik. Şimdilerde hayata geçirilen "Yeşil Dalga" uygulaması, bu ezberin kırılabileceğini, şehirdeki sorunlara çözüm üretilebileceğini gösterse de, akıllardaki asıl soru şu: Acaba Büyükşehir Belediyesi, bu "gökten inen" meleklerden, yani danışmanlık gölgelerinden de kurtulsa, daha ne devrimci çözümler üretilebilir?

25 yıl boyunca, yani beş dönemdir, Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen yönetimindeki Eskişehir Büyükşehir Belediyesi'nin, kronikleşen sorunlara dair söylemleri hafızalardaki yerini koruyor. Su baskınları için "Yılda bir iki defa su basıyor diye, yerin altına o kadar para gömülmez" diyerek ESKİ'ye (Eskişehir Su ve Kanalizasyon İdaresi) yıllarca yatırım yapmaktan kaçındılar. Kendilerinden önceki Sezai Aksoy, Selami Vardar ve Aydın Arat gibi isimlerin kısıtlı imkanlarla dahi gerçekleştirdiği "devasa" işler üzerinden prim yapıp, adeta "enkaz devraldık" havası estirseler de, üzerine bir tek taş dahi koymadıkları eleştirileri yükseldi.

Eskişehirspor gibi kentin en önemli markasına "11 kıllı bacakla işim olmaz" diyerek destekten çekildikleri yetmedi, bir önceki dönem tahsis edilen otobüsü bile geri alıp hurdaya ayırdılar. En büyük aldatmacalardan biri ise, "Gökten melek inse Eskişehir’in trafik sorununu çözemez" teziydi. Şehri adeta "öğretilmiş çaresizliğe" mahkûm ettiler, "yol açarak trafik çözülmez" nakaratıyla yıllarca oyaladılar. Çözüm diye sundukları ise sadece "yara bandı" mesabesindeydi.

Şimdi yeni bir başkan var. Yılların ardından sokağa inen, halkla temas kuran bir figür. Bu durum ve bazı icraatleri, vatandaşlarda adeta "devasa işler yapılıyormuş" algısı yarattı. Sokakta bir belediye başkanı görmek bile uzun yıllar sonra büyük bir "lütuf" gibi geldi. Aydın Arat'ın kurduğu aşevini bile gölgede bırakan geçmiş yönetimden sonra, Kent Lokantası'nın günde sadece üç saatlik hizmeti, şehirde "yemek dağıtılıyormuş" hissiyatı uyandırdı. Vatandaşın nefes alabileceği iki parktan başka ne vardı ki 25 yılda? Çarşıda 1 liraya alınan suyun 10 liraya satıldığı, yıllarca kayıp damacanalar nedeniyle dağıtılamayan Kalabak suyunun sorunları unutulup, emekli lokallerinde "halk düşünülüyormuş" avuntusuna sarıldık.

Bugün "yeşil dalga" uygulaması geldi ya, trafikte bazı caddelerde yeni bulvarlar açılmış, toplu ulaşım sıkıntısı çözülmüş gibi bir sevinç kaplıyor içimizi. Demek ki "gökten melek inmesini beklemek" yerine, bazı şeyleri de yapabiliyormuşuz diye avunuyoruz. Ancak, hala belediyeden milyarlarca lira danışman maaşı alan o "zat-ı muhteremin" gölgesinden kurtulduktan sonra yaşadığımız bu "sanal mutluluklar", belki de danışmanlığından da tamamen arınabilirsek, çok daha iyi işlere imza atılmasını sağlayacak diye bir "hüsnü zan" içindeyiz.

Geçmiş dönemin çevre yolu yapımı raporuna "olumsuz" imza atan belediye genel sekreterinin hala kritik noktalarda durması düşündürücü. Yeni ve göreve yeni başlamış Belediye Başkanı Ayşe Ünlüce'den çok şey beklenirken, kendisinin seçim vaadi olan 70'i aşkın projenin yerine vatandaştan proje beklentisine girmesi, "danışman" etkisinin devam ettiğinin bir göstergesi midir, anlamış değiliz. Efsane başkandan kurtulmuş olmanın verdiği rahatlığın ötesinde, danışmanlık gölgesinde geçen bu süreçte kayda değer bir değişiklik yaşanmadı. Mevcut başkanın da bir zamanlar "eş kadrosuyla" girdiği belediyedeki "eş dost kadrolaşması" aynen devam ediyor. Kronik sorunların çoğu hala yerli yerinde dururken, "Ben yaptım, oldu" kafasıyla yeni sorunlar ve sıkıntılar yaratmaya devam ettikleri de gözden kaçmıyor.

Mesela, belediyenin en büyük kurumlarından ESKİ'nin başında, bir iletişim mezununun oturmaya devam etmesi düşündürücü. Kendi alanı olan "halkla ilişkiler"de başarılı bir kurgu sergilese de, bir gazeteci gibi sorgulama ve eleştirme becerilerinin eksikliği göze çarpıyor. Son günlerde sıcak yazlar ve kendi haline bırakılan altyapıdan kaynaklanan su kesintileri ve arızalarla ilgili vatandaş şikayetlerinde bariz bir artış yaşandığı ortada. ESKİ'nin elindeki bütçeyi bu tarz sorunları çözmek yerine, "dişinden tırnağından artırarak" Büyükşehir Belediyesi'ne aktarması ise ayrı bir tartışma konusu. Son olarak, 2024 yılında "kılı kılına yetirdiğimiz" dedikleri bütçeden 211 milyon lira gibi bir birikimi, kendi altyapı işlerini düzeltmek yerine yine belediyeye aktarmaları, mevcut yönetimin önceliklerini sorgulatıyor.

Sonuç olarak, "eski başkanın danışmanlık" gölgesinden kurtulmadan çok da verimli ve kalıcı işlere imza atılamayacağı, son bir yıllık süreçte açıkça ortaya konmuş oldu. "Adaptif kavşak", "yeşil dalga" gibi "göz boyayıcı" uygulamalarla, mevcut "eş dost" kadrolarıyla bu şehrin kronik sorunları nereye kadar idare edilecek, hep birlikte göreceğiz. Eskişehir, sanal mutluluklardan öte, gerçek çözümleri ve liyakati hak ediyor.