Cadde ve sokakları okumanın yanı sıra, platform üzerinden konuşan kravatlı, kravatsız matruşkaların ajandalarını da iyi okumak lazım…

Kimileri imamın oğlunu bahane ediyor, cami duvarını taşlıyor, sokakları aşındırıyor!

Dert başka olsa da, kapı yanlışa çıkıyor!

Kimileri imamın oğlunun saf dışı kaldığına el ovuşturup kendine ‘ÖZEL’ bir alan açıp ilerlemenin hesabını yapıyor…

Yüzü batıya dönük, lakin batının bundan haberi yok!

Kimileri ‘YAVAŞ YAVAŞ’ saman altında su yürüttüğünü, ilerlediğini sanıp çıkıyor meydana, sonra geri giriyor!

Lakin o da biliyor ki liderlik cesurların işi, kaçak güreşenlerin değil!

Kimileri ise dünden, lakin bugünden çıkarmış yarının tahta KILICI kınından, tetikte bekliyor…

Masada kaybettiği koltuğu gerisingeri almanın hesaplarını yapıyor…

Bazıları ise kürkçü dükkanına dönmenin peşinde İNCE/den İNCE/den yol alıyor!

Lakin bıraktığı yerde ne AT kalmış, ne Üsküdar!

Olan yine bir olamayan, ayrıştırılan Türk milletine oluyor…

Şimdi gel de anlat bunu millete…

Ves’selam.